10 Eylül 2017 Pazar

Rakı Masası muhabbeti

(komedi içerir)


Emir erinden yaverine, eski bakanından bilmem ne komutanına kadar devlet kadrolarının her yerinden FETÖ’cü çıkıyor lan. Adamlar elli yıldır nasıl yerleşmişse artık her yana, mesela dört bin kişinin çalıştığı bir kurumdan beş bin kişi çıkartıyorsun gene de içeride üç bin tane FETÖ’cü kalıyor. Akla mantığa aykırı, öyle yerleşmiş bu herifler devlete.
Bugünkü iktidar da ikiyüzlülüğü, yalan söylemeyi, iftira atmayı, şantaj yapmayı, halka karşı planlar yapmayı falan hep bunlardan öğrendi. Sıçarken helada gizli fotoğraflarını çekmek, babaanneye şantaj yapmak, her türlü pis numara var bunlarda. Rakip partinin lideri çapkınlık yapıyor, FETÖ’cüler önceden eve girip yetmiş beş tane kamera koymuş. Bunların naklen yayın arabasındaki imkanlar TRT’de yok oğlum. Bizim süper demokrasi kahramanları da videoyu alıp izliyor, sonra ne yapıyor? Bu pisliği engelleyecekleri yerde internete verip FETÖ’nün çektiği görüntüler üzerinden pozisyon analizi yaparak rakip partiye saydırıyorlar. Bu nasıl iş lan, FETÖ başkalarına darbe yaparken FETÖ’yü destekliyor, darbe kendinize yapılınca ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz oğlum.
Şimdi diyorlar ki FETÖ bize karşı, sen de bize karşısın, o zaman sen FETÖ’cüsün. Akıllı bıdığa bak. El alemin evine sahte deliller koyup hapse atılırken, internete yatak odasından görüntüler servis edilirken, ordunun Genelkurmay Başkanı hapse koyulurken neredeydiniz lan? Kafayı kuma gömmüşsünüz ama buradan kabak gibi görünüyor kıçınız. Mesela bu Kabataş yalanı tam bir FETÖ planı: Bir piyon bulup ‘türbanıma işediler’, ‘çocuğumu dövdüler’, ‘orama burama ellediler’ tipinden yalanları söylettikten sonra yalanları iki tane satılmış gazeteciye teyit ettirip, halkın bu eylemcileri linç etmesini sağlamak. Camiye giren eylemciler hakkında bira içip camide seviştiler diye yalanlar uydurup, camideki cemaati sokaktaki gençlerin üstüne salmaya çalışmak, tam bir FETÖ’cü hareket tarzı. Hadi, FETÖ darbesini çözüp demokrasi getireceksiniz diye bunları görmezden gelelim ama hepiniz aynı FETÖ terbiyesini aldığınız için bulduğunuz çözümler de aynı: Adam dövme, bok atma, kameraya çekme, yargısız infaz.
FETÖ’cülerle mücadele edeceğiz diye üç ay önce birisinin yerine atanan falancayı hapse tıkıp daha önce hapse konulan ancak sonradan serbest kalan filanca da başa getiriliyor. Peki çözüm oluyor mu? Yoh. O da üç ay sonra FETÖ’cü çıkıyor. Hop, o gönderilip yerine, başka şehirden yeni birisi getiriliyor. O da nesi? Yeni gelen de FETÖ’cü. Öyle bir çıkmaz ki, Türkiye’de dindar kadroların merkez üssü hep FETÖ olmuş. Sen FETÖ’cü olmayan dindar adamı alsan bile bu adamın ya arkadaşı FETÖ’cü, ya da abisi. Yani iki gün sonra sakat bir durum olduğunda arkadaşını satıp, ağabeyini ele verecek hali yok, mecburen durumu idare edecek. Önüne gelene FETÖ’cü diyorsunuz ama kendi yaverinizden, milletvekilinizin abisine kadar asıl sizin her yanınız FETÖ’cü dolu lan. Gazetelerde de “Milli Eğitim’e Neşter’, ‘Orduda Devrim’ diye atıp tutuyorlar. Lan oğlum görmüyor musunuz, bütün vücut kanser olmuş, sen kolu kurtarmak için kanserli bölgeyi kesip, yerine bacaktan başka bir kanserli hücre naklediyorsun, böyle boktan ameliyat mı olur lan?
Çok açık söylüyorum, tek yolunuz kaldı: Ya bizim rakı masasından adam alacaksınız, ya da FETÖ’cülerin arasında böyle habire dönüp duracaksınız. Durumunuz bu.
Ama haklarını da yemeyelim, bu FETÖ’cüleri çözmek için geliştirdikleri son yöntem gerçekten çok zekice: Devleti OHAL’le yönetip, yakaladıkları adamları da eşek sudan gelinceye kadar dövmek. Komutan falan dinlemeden öyle ağzını burnunu dağıtıyorlar. Oğlum yaptığınız iş mi, bu FETÖ’cüleri döven polis de yarın FETÖ’cü çıkacak, o zaman ne yapacaksınız, onu da mı döveceksiniz? Devletin ajansında, darbeci askerlere gözaltı uygulaması diye fotoğraf çıkıyor ama fotoğrafa bakınca görüyoruz ki sadece gözaltı değil gözüstü uygulaması da yapılmış. Ne yalan söyleyeyim, bu dayakçılarla ortalarda ‘idam isterük’ diye kıçını yırtanların büyük bölümü de kendilerini saklamaya çalışan FETÖ’cüler gibi geliyor bana. Yeminle üzülüyorum lan şu halinize, böyle devlet mi yönetilir? Başkasına bok atarak, adam döverek olur mu lan bu işler? Dayakla düzen tutsaydı, en başta askeriye bu hallere gelmezdi, dayağın en hası askeriyede var lan.
Evvelki akşam internette demokrasi şenliği diye bir haber okuyorum, işte demokrasi gelmiş falan, tam okurken şeytan mı dürttü ne olduysa artık, yeni haberlere bakayım diye F5 tuşuna bastım. Bir baktım OHAL gelmiş, demokrasi gitmiş. Arasında iki dakika bile yok, gelmesiyle gitmesi bir oldu lan demokrasinin. Yani sayfayı yenilemeseydim gitmeyecekti o kadarını söyleyeyim. Bu kadar çabuk gideceğini bilsem sayfanın çıktısını alırdım lan en azından. Bu arada da halk sokakta demokrasi nöbeti tutuyor. Hay dedim sizin tuttuğunuz nöbete. Oğlum bu kadar kritik bir zamanda böyle mi tutulur lan demokrasi nöbeti? Baksanıza oğlum sağınıza solunuza, arada bir devriye atsanıza lan. Siz demokrasi nöbeti tutarken çatır çatır OHAL ilan edildi. Aklınız bir karış havada yemin ediyorum, oğlum kornayla, zurnayla uğraşacağınıza adam gibi beklesenize lan demokrasinin başında. Yalnız bir sitemim var sayın cumhurbaşkanına: yani hiç değilse üstünden iki kere tank geçen abinin hastaneden çıkması beklenemez miydi demokrasi rafa kaldırılmadan önce?
Eskiden Ankara’da elektrikler çok sık kesilirdi. Birisi “Elektrikler ne alemde?” diye sorunca biz “Gelgit yapıyor” veya “Bugün elektrik gelgitli” derdik. Sizin demokrasi de aynı o hesap lan, geldi mi gitti mi kimse farkında değil. Bu işler OHAL’le, geldigitti tipi demokrasiyle olur mu lan? Adamlar ülkeyi batırmak için hukuku ayaklar altına alıyor, siz de kurtarmak için. Tam sırtını halka dayamışken, getirsenize oğlum daha fazla özgürlüğü, daha fazla demokrasiyi.
Biri demokrasi deyince bunlar hemen üste çıkıyorlar “Siz FETÖ’nün ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsunuz” diye. Oğlum biz hıyar mıyız lan? Tabii ki biliyoruz FETÖ’nün ne bok olduğunu, insanları öldürmek bir yana halkı birbirine kırdıracak planlar yapan halkın bir numaralı düşmanı bunlar, işçilerin, öğrencilerin katili hep bunlardan. Tankıyla halkı ezenler, Suruç’ta, Diyarbakır’da insanları öldürürken bir saniye bile düşünmeyenler hep bunlar. Ama iş orada bitmiyor ki, biz sizin de ne halt olduğunuzu biliyoruz. Siz hala FETÖ ile yaptığınız işlerden, söylediğiniz yalanlardan dolayı halkınızdan özür dilememişsiniz, gelmiş bize laf ediyorsunuz. Hadi özrü de geçtik, gerçekleri açıklayıp üzgün olduğunuzu söyleyin lan bari. Onlarca sene bir arada ne yaptıklarınızı anlatın biraz. Bu FETÖ’cülerle çevirdiğiniz dolapları, askeriyede yaptıklarınızı, gizli kamerasından Kabataş’ına, ordusundan komutan atamalarına kadar gelin bir açılın oğlum. Anladık FETÖ’cüleri temizleyeceksiniz ama içinizdeki FETÖ’cülüğü de atın lan artık. Bir temizlenip gelin oğlum, kirli yöntemleri bir kenara bırakın, kanlı eldivenlerinizi çıkarttığınız gibi içinizdeki zehri de akıtın lan. Bu tetikçilikten bir kurtulun, nefretinizi bir dindirin artık, bir üzgünüz deyin lan. Biz de diyelim ki “tamam bu herifler gerçekten pisliktir, siz de şeytana uydunuz, aha şu yapacağınız temizlik işlerine de bizden destek”. Ama önce bir öz eleştiri yapın, ulusa sesleniş midir nedir, ondan yapın mesela bir tane. FETÖ çetesinin önerileriyle oluşturulduğu belli olan gazeteci, küfürcü çetesini bir uzaklaştırın lan yanınızdan.
Oğlum bir yazı yazıyoruz, bin kişi ana avrat küfrediyor lan. İstiyorlar ki hiç gık çıkarmadan itaat edelim, sadece FETÖ’ye giydirelim ama bunlar hakkında tek kelime karşı söz söylemeyelim, hep alkışlayalım. Yapın şu FETÖ’cülere bir numara, kökünü kazıyın adamların devletten, kapın aferini ama öyle itaat edelim, varlığımızı armağan edelim, kendimizi siper edelim, o işler biraz zor. Sizin badem bahçelerindeki sulama kanallarına benzemez. Bu yakanın suyu beş yüz yıldır tersten akıyor.

(alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder